18 Şubat 2008 Pazartesi
120
Sinema konusundaki tercihimi öncelikli olarak Türk filmlerine tanımak gibi bir alışkanlığım var benim.Eğer görsel açıdan sinemada izlenmesi gerekmiyorsa yada çok merak ettiğim bir film değilse evde seyretmek daha cazip geliyor yabancı filmleri.Bunlar göz önüne alınırsa cumartesi akşamı gidilebilecek tek film zaten "120" ydi.Fragmanları beni yanıltmadı.En sonunda konusu bakımından düzgün bir tarih filmi yapabildiler.Geçen sene ki kabadayı filmi Yandım Ali ile ne olduğunu hala çözemediğim Eve Giden Yol 1914 filmlerinden sonra bu konu bence iyi bir adım olmuş tarih konulu sinemamızda.
Murat Saraçoğlu ile Özhan Eren’in yönetmenliği yaptığı bu film Özhan Eren'in Sarıkamış'la ilgili yaptığı araştırmalar sırasında öğrendiği bir olayı konu alıyor.1915 senesinde Rus saldırısı ihtimali için sınıra taşınan tümene acil cephane yetiştirilmesi gerekir lakin Van'da bu işi yapacak ne araba vardır nede adam.Van'ın yaşları 12 ila 17 arasında değişen gençleri bu işe gönüllü olurlar, içlerinden 120 tanesi seçilir ve Musa Çavuş önderliğinde karlı dağlara gönderilirler.Cephane zor koşullar altında ulaştırılır fakat dönüş yolu çok daha meşakkatli olacaktır.
Filmin ilk yarısı fazla uzatılmış,çocuklarla ilgili bölüm ise birazcık kısa kesilmiş gibi geldi.Heyecan öğesi bana göre eksik kalmış olsada görsellik mükemmeldi. Filmde körü körüne milliyetçilik yapılmamakla beraber,Ermeni sorunuyla ilgili mesajdan uzak olaylara yer verilmiş.Senarya üzerinde azcık daha düşünülse mükemmel bir kahramanlık destanı yansıtılabilirdi beyazperdeye,keşke olsaydı.Oyuncular açısından baktığımda ;Özge Özberk, Cansel Elçin,Ahmet Uz ile Emin Olcay rollerini iyi oynamışlar.İki ayrı karakteri canlandıran Burak Sergen ise tek kelimeyle muhteşemdi.Oyunculuğuna hayran kaldım.Filmin genelinde olan müzik dışında dikkat çekici birşeyde çalınmadı kulağıma.
Filmi seyrederken içimden hoşgörüyle ilgili beyin fırtınası yapsamda(ki o sırada hoşgörüsüzlüğü savunan tarafım ağır basmıştı )çıkışta daha temkinli halime dönebildim.Bence izlenerek destek verilmesi gereken bir film.
Bu arada yazmazsam içimde kalacak;film öncesinde izletilen reklamlarda hem sinirim bozuldu hemde üzüldüm.Recep İvedik adındaki filmdeki sözlerin nasıl bu kadar insana komik geldiğine gerçekten şaşırıyorum.Galiba mizah denince cinsellikten ve argodan farklı birşey algılayan,zeka ürünü olması gerektiğine inanan çok az kişi var.Çok mu önyargılıyım bilmiyorum ama ben gözümüze gözümüze sokulan fragmanlardan bile rahatsız olmaya başladım. Uzun bir süre daha "Komedi Dükkanı"nın eski bölümlerini seyretmeye devam edeceğim sanırım:)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Tam Sarıkamış'la ilgili ciddi ciddi bir şeyler yazmaya başlayacaktım, son paragraftaki Recep İvedik eleştrileri ve Komedi Dükkânı sözleri güldürdü beni.:)
Uzunca bir sürdir gerçekten öyle, argo, belden aşağısı muhabbeti, ya da türkçe'yi eğip büken, dil olmaktan çıkaran replikler 'komik' anlayışımız olmuş. Ben de Komedi Dükkânını komedi alanında dikkate değer buluyorum.
Film eleştirisine gelince, sevindim. Demek bu alanda iyi sayılabilecek bir şeyler yapılmış sonunda. Bundan iki sene önce doğu gezisi esnasında(ki yaz dönemiydi) Sarıkamış'ta şehitler anıtının olduğu yerde arabamızı durdurup kısa bir mola vermiştik, bir yandan rehberimizden Sarıkamış hikayesini dinlerken. Yazın tam ortasında o kadar soğuktu ki ve o kadar rüzgarlı, gencecik çocukların kışın en deli zamanlarında orada nasıl yaşayabildiklerini aklım almıyordu. Hazin bir son elbette ve o kadar gurur verici. Filmi dvd'ye düşer düşmez izleyeceğim tavsiyenizi dikkate alıp.
Bu arada AYNA'yla ilgili yazınızı da okumak isterim, umarım kelime oyuncularına katıldığınızı unutmamışsınızdır.;)
Sevgiler...
O kadar sinirlendim ki yazmadan duramadım o filmle ilgili düşüncelerimi.2 gündür net bağlantım kesikti.Yoksa yazım hazır.Hemen ekliyorum:)
120'yle alakalı yorumuna katılıyorum, okulla gittik bu filme ve maalesef konusu ne kadar hassas olsa da film beklentilerimiz altında kaldı. Recep İvedik ise sadece bir dönem popüler olan filmlerden bence. Tamamıyla boş.
Yorum Gönder