Daha önceden demiştim okurken bizi Türk klasiklerinden uzaklaştıran bir şey var diye.İşte örneği:Otuz yaşıma gün sayıyorum,okumayı kendimi bildim bileli çok seviyorum,her yerde kitap okuyabilme kapasitesine sahibim ama Orhan Kemal’i daha yeni okuyorum.Lütfen sizde okumadıysanız okuyun ve özelliklede çocuklarınıza okutmanın bir yolunu arayın.
Eğer kendime yaptığım onlarca ağır hakaretin başlangıcına dönersek yazının asıl konusu CEMİLE ile karşılaşacağız.1934 senesinin Adana’sında geçen öykü ,pamuk fabrikasında işçi olarak çalışan Cemile ile aynı fabrikada katiplik yapan Necati’nin aşkını anlatır bize.Cemile asi ve güzel bir Boşnak kızıdır,Necati soylu bir aileden gelen ama hayatını kazanmak için okuyup katiplik yapan yakışıklı bir delikanlı…Onlar birbirlerini severken çevrelerinde olup biten olaylar,fabrikadaki mühendisin gitmesi için çevrilen entrikalar,Cemile kızı sırf kendi çıkarları için birilerine yamamaya çalışan ikiyüzlüler,Cemile’nin evinde olanlar ve babasıyla ilişkisi her daim devam ediyor.
Kitabın bence iki önemli özelliği var.Birincisi dili.Sayfaları okumaya başladığınız anda çevrenizi Adana ağzıyla konuşan bir sürü insan sarıveriyor.O insanların hitap şekilleri,övgüleri ve küfürleri,olaylar karşısında verdikleri tepkiler inanılmaz bir duruluk ve sahicilikle yansıtılmış.Okuduğunuz zaman kafanızda beliren seslere kulak verdiğinizde eğlenceli bir söylemin içinde buluyorsunuz kendinizi.Yazarın yüreğinden ve beyninden süzülen damlalara hayran kalmamak mümkün değil.
Peki ikinci özellik? İşte o bambaşka bir şey.Yaşanan tüm kötü durumlara, olumsuzluklara, yoksulluğa ve çamura rağmen umut akıyor sayfalardan.Bu kitabı okurken hep içimde Cemile’ye bir şey olmaz diyen bir ses duydum.Birilerinin belki de Orhan Kemal’in yaşama sevinci, umut edebilme yeteneği bu satırlara fazlasıyla sinmiştir.Siz ne dersiniz?
Epsilon yayınevi /152 sayfa
14.baskı Mart 2005
Kapaktaki fotoğraf:Ara Güler
14 Eylül 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
ben de bu yaşıma gelmiş hiç orhan kemal okumamış bi kadınım :(
Sevgili Serap,
Bloguna girebildim, düzelmesine sevindim.
Bu arada ikinci blog yılını kutluyorum. Nice nice paylaşımlarda buluşalım.
Ve Orhan Kemal, okunmalı...
Sevgiler.
7.Oda;
Hoşgeldin.En kısa zamanda bir dene bence...
Aysema;
Valla ben hala giremiyorum desem:(
Proxy ile giriş yapabiliyorum tüm bloglara...Herhalde buralarda hala bir sorun var.Garip bir durum...
Bundan 3 sene kadar önce bir akşam canım eve dönmek istemeyince tanışmıştım ben Orhan Kemal'in yalın ama müthiş diliyle. Can sıkıntısıyla İstiklal'de bir kitapçıya girip dolanmış, sonra Baba Evi'ni alıp çıkmıştım. Bir kafeye girip okumaya başladım. Sonra bir baktım, bitivermiş kitap. Hakikaten çok ama çok iyi bir yazar Orhan Kemal...
ENA;
Şu anda elimdeki kitap Baba evi.Sanırım aradaki farkı kapatana kadar birkaç kitabını daha okurum.Çok üzülüyorum böyle özel bir yazarı bu kadar geç okuduğum için...
Orhan Kemal candır.Bende eve her geri dönüşümde ondan daha önce okumadığım bir kaç eseri muhakkak araya sıkıştırırım.Mesela son defasında Eskici ve Oğullarını okumuştum.
Bu arada bir hatırlatma: Cemile "Küçük Adamın Romanı" dizisinin 3.kitabıdır.ilk kitabın ismi Baba evi sonra Avare yıllar gelir, en sonda Cemile.Eğer diğerlerini okumadıysanız pişman olmazsınız onlarda en Cemile kadar güzeldir.
Merhaba Jamini;
Maalesef "Cemile " okuduğum ilk kitabıdır.Ama doğru bir tercih yapıp 2. olarak "Baba evi" ni almışım demek ki...Üzüntümü , kısa zamanda tüm kitaplarını okuyarak affettirmeyi planlıyorum :)
Yorum Gönder