Sonunda bilgisayarım tamir oldu.Daha doğrusu tamir ettirecek vaktimiz oldu.Bu kadar alışınca internete 1 hafta ayrı kalmak gerçekten biraz zorluyor insanı.Sonunda kavuştum ya ,bunun şerefine hemen "Arkamda Bıraktıklarım"dan bir kitabı paylaşayım istedim.Sıcacık sahlebimide yanıma alıdım ve başlıyorum.
Bu kitabı bana Ruhumun Dağı:),Nam-ı diğer Bahar Karları göndermişti.Kendileri zaten bendeki Marquez sevgisini başlatan kişi olur.Yazarın,gazetecilik yaptığı zamanlarda tanık olduğu bir olaydan yola çıkarak yazdığı kitabın konusu ;22 metre 11 santim uzunluğundaki bakır renkli saçların sahibi, çok eski bir manastırın mezarlığında yatan küçük bir kız çocuğudur.
Sierva Maria adındaki bu kız, birbiriyle aile bağı olmayan zengin bir anne-babanın çoçuğu olarak dünyaya gelmiştir. Kendinden ve paradan başka sevgilisi olmayan annesi ve yıllar önce ruhundan ve kendinden vazgeçmiş olan babası ile yaşamak küçük kızın da hayat şeklini değiştirmiştir.Evlerinde yaşayan Afrikalı kölelerle birlikte zaman geçirip,onların alışkanlıklarını kazanmıştır.İçindeki gariplik,Afrikanın gizemiyle birleşince küçük kız ailesinden iyice uzaklaşır.
Bir çarşı gezisinde Sierva Maria'nın kuduz bir köpek tarafından ısırılmasıyla başlar kitabın asıl hikayesi.Annesi çeversinden utandığı için olayı saklamaya çalışır,babası ise geç kalınmış bir merhametle kızını iyileştirmek için yolar arar.Yapılan yanlış tedaviler zaten az olan belirtileri körüklemiştir.Çoğunluk kızın içine cin girdiğini düşünmektedir ve kızının ölmesini istemeyen baba ,onun bir manastıra kapatılmasına onay verir.Genç rahip Cayetano Delaura, Sierva Maria'nın içinde var olduğuna inanılan cini çıkartmakla görevlendirilir. Delaura'nın kızı anlaması,onun içindeki duygu boşluğunu yakalaması,hırçınlığının sebebinin cin değil sevgisizlik olduğunu çözmesi ile bu iki insan arasında inanılmaz bir aşk başlar.Tabii bu aşk ikisininde sonunun görünmeyen habercisidir.
Kitabı okurken bir el yakalıyor sizi ve içine çekiveriyor,zaten karşı koymakta içinizden gelmiyor. Sierva Maria'nın sevgisizliği ve ailesinden uzaklığı içime gerçekçi bir sıkıntı düşürdü .Delaura'nın sevgisi için acı çeken bedeni ve benliği,sevgilisine okuduğu şiirler "Evet,aşk bir cindir." dedirtti. Kitabın sonu yüreğimi allak bullak etti ve fırlattığı girdapta bir süre bekletti.Okurken hiç sorun yaratmayan çevirisiylede akıp giden bu kitabı tavsiye etmekten etmekten başka diyecek sözüm kalmamıştır.
Not:Resimdeki kitap kapağı benim okuduğum baskıya ait değil,en ksıa zamanda aslını koyacağım.
***"-Kızı cin çarptığını söylemedik biz."dedi,"yalnızca öyle olduğunu düşündürecek nedenler olduğunu söyledik."
-"Gördüklerimiz herşeyi kendiliğinden anlatıyor ."dedi başrahibe.
-"Dikkat edin."dedi Delaura."Bazen anlamadığımız bazı şeyleri,tanrının anlamadığuımız şeyleri olabileceğini düşünemden,şeytana yorarız."(syf.101)
***-"Ne kadar uzaklardayız!" diye içini çekti.
-"Neden?"
-"Kendimizden" dedi piskopos."İnsanın öksüz olduğunu öğrenmek için bazen bir yıla ihtiyacı olması sence haksızlık değil mi?"Bir yanıt alamayınca da ,hasretini açığa vurdu:"Bu gece İspanya'da uyuyor olmalarının yalnızca düşüncesi bile içimi korkuyla dolduruyor."
-"Dünyanın dönmesine karışamayız," dedi Delaura.
-"Ama bize acı vermemesi için bunu bilmezlikten gelebilirdik," dedi piskopos."Galile'ye asıl gereken,inanç değil yürekti." (syf.119)
***-"Bunun yasaklanmış bir kitap olduğunu biliyor musunuz?"
-"Son yüzyıllardaki en iyi romanların hepsinin yasaklandığı gibi,"dedi Abrenuncio.(syf.143)
Can Yayınları /184 sayfa
1.basım :1994 /10.basım:ocak 2008
İspayolca aslından çeviren:İnci Kut
Kapak resmi:Henrı Rousseau/Gümrükçü (Benim okuduğum baskıdaki)
5 yorum:
sanırım üniversite yıllarımdı bu kitabı okumuştum hatta ilk baştaki resim(6.basım) benim okuduğum basımın resmi.Çok net hatırlayamadım tabi ilk görüşte ancak yorumlarını ve konuyu okudukça hatırladım bi de severek okumuştum onu hatırladım :)
Tabiat Ana;
Sanırım kitapları sevmenin onlardan bağımsız bir tarafı daha var:Bizim o anki ruh halimiz...Ben bu kitabı okurken çok naiftim sanırım etkilenmemin bir sebebide budur ama Marquez'i okumak bir yana sevebilmenin bir ayrıcalık olduğunu düşünmeye başladım.
Yapmayın bunu yapmayın :( almam gerekenler listesi doldu yetişilmiyor dayanamıyorum kitap tanıtımı oldumu dalıp gidiyorum okumalıyım dıyorum bunun da konusu çok çok ilginç, okumadan etkisine aldı bile, en kısa zamanda ...inşallah.
Primarima;
Senin sorununa en iyi ilaç en yakın kütüphaneye gitmek ve eğer zmanını alıyorsa Tvden bir süre uzaklaşmak...Ben hızlı okuduğum halde listelerimi görsen:)Anlaşılan kitap söz konusu olunca sende gözü doymayanlardansın.Gözün bu konuda hep aç kalsın arkadaşım...
Size Yasemin'in blogu sayesinde rastladim. Ben de Maquez hayraniyimdir ve neredeyse tum kitaplarini okudum, okumak ne kelime yuttum :) Madem Marquez'i seviyorsunuz size Isabel Allende'yi de tavsiye ederim... Tekrar tekrar okuyup her seferinde ayri tad alacaginiz 2 yazar bana gore...
Yorum Gönder