3 Temmuz 2008 Perşembe

BİR KADIN YAZGISI (Teslime Nesrin)



Goddess-artemis'in bloğunda, kazandığı ödülle ilgili çıkan yazıda adını duydum ilk olarak Teslime Nesrin'in.Kütüphanede sanki elimin altına kendi gelincede okumak istedim kitabı.Ne zamandır feminist bir yazardan kitap okumamıştım,iyi olacağını düşündüm.İş güç arasında beynimin içinde paslanan tarafları atmış oldum böylece.

Kitap iki hikayeden oluşuyor.Birincisi kitapla aynı adı taşıyan "Bir Kadın Yazgısı". Ailesinin isteğiyle Altaf'la evlendirilen Hira zamanla istediği evliliğin bu olmadığına karar verir.Çevresi tarafından zengin,akıllı,saygılı,hoşgörülü bir adam olarak anılan kocası iktidarsızdır ve bu konuda hiçbirşey bilmeyen Hira içindeki bedensel açlığın sebebini araştırmaya kalktığında kocası tarafından iftiraya uğrar.Ailesi tarafından da suçlu bulunan Hira'nın önündeki tek seçenek çalışıp,eğitimine devam etmektir.Hira bir taraftan ailesi,çevresi ve kocasıyla mücadelesine devam eder, beri taraftan ise Kayzar'la tanışıp,istediği hayatı yaşamaya çalışır.İstemeden evlilik yumağının karmaşıklığıyla boğuşmak zorunda kalan kadına ve çok ta uzağımızda olmayan sorunlara hoş bir bakış olmuş.

İkinci hikayenin adı ise "Seçenek".Abla Jamuna ile kızkardeş Nupur arasındaki mektuplardan oluşan bir yapısı var.Jamuna ailesinin zoruyla yaptığı ilk evliliğinden kendini kurtardıktan sonra ailesi tarafından istenmemiş ve kendi başına bırakılmıştır.Nupur, ablasını doğru yola! sevketmek için yazmaya başaldığı mektuplar sırasında hem kendine hem de ablasına değişim kapısını açmıştır.Bireyselliklerini kazanmaya çalışan,toplumsal kuralları sırf zorlama diye kabul etmek istemeyen iki kardeş sevgi köprüsü kurarak birbirlerine ve kendi içindeki gerçek kimliklerine kavuşurlar.

Okurken bile insanı sinirlendirmeye yeten, taraflı olayları çok iyi yansıtan bir kitap olmuş. Yeryüzünde kadının ezilmişliğinin ülkeyle bağlantısı olmadığını ,asıl sorunun bizden ve sorgulamadan kabul ettiğimiz kurallardan kaynaklandığını bir kez daha zorlanmadan göstermiş bize Teslime Nesrin.Kitabı okurken hiç yabancılık çekmiyorsunuz çünkü iki hikayede yakın çevremizde sıkça gördüğümüz olayları anlatıyor.Din,ahlak,toplumsal kural,ekonomik özgürlük gibi bizim rahatımız için olması gereken sistemlerin nasıl kadın lehine kullanıldığını anlatan bu kitap çevirindeki akıcılık sayesinde de okunması zevkli bir hale gelmiş.Yaşam kavgası sırasında atladığımız bir çok ayrıntıya dair soru işareti oluşturuyor kafamızda ve "Bir Kadın Yazgısı"nın nasıl olması gerektiğine dair bir sürü olay beliriyor kafanızda.Okuyun ve kafanızdaki bazı yerlerin pasları silinsin efendim.

BİR KADIN YAZGISI'NDAN:

*** O evdeki rolümü sorguluyordum sıksık.Bu evde benim varolma nedenim neydi?Herhalde yanıtı şu olacaktı:Orada Altaf'ı mutlu etmek için vardım,hem moral,hem fiziksel mutluluğunu sağlamak; ailesinin de gönenci,saygınlığını korumaya katkıda bulunmak.Ancak bu tür yanıtlar ,peşinden şu soruyu sürüklüyordu:Peki,benim mutluluğumu kim sağlayacak? (syf.14)

***Sadece tükenişimin,beyaz gecelerimi,mutlu ve derin bir uyku çeken Altaf'ın yanında bir görev olduğu için uzanıp yatarak geçiriyor olmak duygusuyla ikiye katlandığını duyumsuyordum.(syf.21)

***Beni kendi halime bırakmıyordu.Oysa söndürmeyi bilmediği bir ateşi üflemek inadından vazgeçmekten başka yapabileceği birşey yoktu.Artık nedensiz acı çekmemekte kararlıydım.(syf.27)

***Saldırgandı,elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi;her istediğinde okşaması için bedenimi sunmadığım,onunla uslu uslu birlikte yatmadığım için beni cezalandırmak istiyordu.Evdeki herhangi bir eşya gibi onun kullanımında olmadığım için beni cezalandırmak....(syf.56)

***Altaf'ın sorunundan ve bu soruna çare bulmak yerine bana çektirdiklerinden kimseye söz edemiyordum.Belki annemi inandırabilirdim,ama bunun için pek te hevesli değildim aslında.Haksız olduğuma öylesine inanmıştı ki!Bana güvenmeyen,kızının düştüğü korkunç umutsuzluk yerine,kendini pohpohlamakta aşırı becerikli damadına inanmayı yeğleyen birinin güvenini kazanmakta hevesli değildim.(syf.82)


SEÇENEK'TEN:


***Yorgundum ama sonsuz mutlu aynı zamanda.Bedenin yorgunluğu ve ruhun mutluluğu. Böylesine bir anda ağlama isteğimin yarattığ çelişkiyi düşlemeyi sana bırakıyorum.(syf.112)

***Ölümde bile bencillikten kurtulamazdın!Herkesten önce kendi ölümünü görmek...Herkesi adından kendin için ağlar bırakmak!Yok olmak isterdin,herkes yokluğunun acısını yaşasın diye...Ve sonunda yaptığında bu!İşte biz çaresiz sendne uzaktayız.(Syf.121)

***Neyseki okumam gerektiğini,zamanımın büyük bir bölümünü bilgilenmem için kullanmam gerektiğini ısrarla vurgulayan bir babam vardı.Eski bir bilge sözü hep tekrarlardı bana:Sahip olunabilecek en önemli değer bilgidir.(syf.122)

***Nupur,farkında mısın sadece kızların kendilerini yok etmelerinden kuşku duyarlar.Kayıp kızlar takıntısı!Bir kız nasıl kaybolur?Kim için kayıptır.Kayıp kız,erkeklerle fazlaca sık görüşen kızdır!Bunun tek bir anlamı var,erkekler doğru yoldan çıkmazlar.(syf.142)

***Humayun ile acıdığın için kaldığını söylüyorsun.Bu kadar acınacak insanı nasıl buluyorsun Bubu;babam,annem,ben,şu senin Humayun?Başkalarına acıyarak mı mutlu oluyorsun?(syf.144)

***Şimdi ona kendime güvenir gibi güvenmekte ne denli haksız olduğumu gördüm.Yalnızlığa karşı cesaret eksikliği...Babamın eleştirilerine karşı...Humayun ile ilişkim,büyük ölçüde güçlükleri aşamayışıma,kocamdan ayrılarak düştüğüm açmazdan çıkamayışıma,ailemin kuşkularından ve bana karşı güven eksikliğinden kurtulama bağlıydı(syf.147)

***Sık sık İbsen'in şu sözünü düşünüyordum:İnsanoğlunun gücü,yalnızlığa meydan okuma yeteneğiyle ölçülür.(syf.149)

***Dikkatli ol Nupur.Yaşam çok hızlı akıyor!Yaşamının başkalarının istediği gibi geçmesine izin verme!Mutsuzluklarımızın çoğu bu nedenle geliyor başımıza.Başkalarını biraz fazla dinliyoruz. Böylece isteklerimiz,zevklerimiz hesaba katılmıyor.Yaşamını istediğin gibi yaşa sevgili Nupur'um.(syf.157)

***Ben bir dost edindiğimi sanıyordum,oysa bir "sahip" kazandım!Ne büyük düşkırıklığı!Ama bu böyle,tüm çiftlerde kadın çalışıyor bile olsa eve harcadığı para,kendine harcadığının her zaman çok üzerindedir.Gerçek bir paylaşmayla pekiştirilmiş gerçek bir dostluk ilişkilerin en iyisi olmaz mıydı oysa?(syf.160)

***Eğer hiçbir erkek benim de bir kişiliğim olduğunu kaldıramayacaksa yalnız yaşamak daha iyi değil mi?Yalnızlık,kadın-erkek arasındaki bu yapay ve yanlış ilişkilerden daha yeğlenir değil mi?(syf.164)

***Yaşam ne kadar kısa! size sunulan zevkleri geri çevirmemek,armağanlara sevinmek gerekir!Yaşam bir çeşit oyun değil mi zaten Nupur?(syf.178)

***İnsanlar hakkımda kötü düşünüyorlarmış,ne gam!Kimilerinin işi sadece budur zaten:Başkalarının hakkında kötü konuşmak...(syf.191)


Çeviri:Bülent Berkman
Cumhuriyet Kitapları/ 192 sayfa
1. basım mart 1999

3 yorum:

Goddess Artemis dedi ki...

Merhaba!

Keşke yalnızca kazandığı ödüllerle ansak bu güzel ve akıllı kadını. Ne acı ki, çoğunlukla geçirdiği ölümcül tehlikelerle dünya basınına haber oluyor: Milletvekili Saldırısı. Müslümanlığın hoşgörü anlayışından olsa gerek...

İstanbul'dan sevgi ve saygılarımla :o)

genckimyaci dedi ki...

bu ve bunun gibi kadınlar yüzünden dünya bizi ve bütün müslümanları küçümsüyor. bir ateistin ağzıyla yazdığı yazılar bütün dünyada bize karşı önyargı oluşturuyor.
eğer haksızlığa uğramışsa bu islamın ve islam anlayışının suçu değil, sizin ve onun ailesi gibi islamı yanlış bilenlerin suçudur. hadi hep beraber hesabını soralım

genckimyaci dedi ki...

bu ve bunun gibi kadınlar yüzünden dünya bizi ve bütün müslümanları küçümsüyor. bir ateistin ağzıyla yazdığı yazılar bütün dünyada bize karşı önyargı oluşturuyor.
eğer haksızlığa uğramışsa bu islamın ve islam anlayışının suçu değil, sizin ve onun ailesi gibi islamı yanlış bilenlerin suçudur. hadi hep beraber hesabını soralım