Bunlar Serap'ın sözleri/düşünceleri/ düşünebilseydi dillendirecekleri... Benim değil,kitapta ki Serap'ın...Hani şu Cem'in karısı var ya...Bir gece trafik kazası geçirmişti de evde ona Cem bakmaya başlamıştı ya...İşte o Serap...Sahi siz bu kitabı daha okumadınız di mi nerden bileceksiniz ki tüm bunları?
O zaman en baştan anlatıyorum.Cem sakin,hiçbir maddi kavrama bağımlılık geliştirmeyen, olaylara farklı açılardan yaklaşıp insanları şaşırtmaktan zevk alan bir gazetecidir.Serap'ta onun sevgili eşi.Serap'a bir gece arkadaşıyla gittiği sinemanın çıkışında araba çarpar ve komaya girer.Artık o ne canlıdır ne de değildir.Bilinen ismiyle bitkisel hayata girmiştir.Cem işini gücünü bırakıp (para bol yani:) evini yoğun bakım ünitesine dönüştürür ve Serap'ın bakımını tek başına üstlenir.Aradan 6 yıl geçer.Serap hala aynı durumdadır.Tüm çevresinden zamanla kopmaya başlayan Cem bir süre sonra kendi düşüncelerinde Serap'la konuşmaya başlar.
Kitap asıl olarak bu düşünce üstüne kurulu zaten.Cem anlatıyor,sahte Serap( Cem'in beyninin diğer yarısı yani) cevap veriyor.Cem hatırlıyor,Serap düşüncelerini okuyup yorumda bulunuyor.Cem'in düşünmeye vakti var nasılsa.Asistanı Aslı'yı,ondan hoşlanmasını ama Aslı'nın ona sırılsıklam aşık olduğunu anımsıyor.Karısıyla (hala karısı sayılır mı orası belli değil) sevgilisi olamamış asistanı arasında bocalıyor.
Koskoca kitap aslında bir güne geçiyor ama bu kitaba hem serap'ın hayat hikayesi,kendi gazetecilik anıları ,Aslı'nın ayasofya,ters lale,meryem ana üçgeni sığıyor.Aslı'nın uzun mektubu,Serap'ın babasının seneler sonraki ziyareti,evdeki eşyaların anlatıkları hepsi ama hepsi Cem'in gerçeklikten iyice kopmasına sebep veriyor.Peki ya sonuç?
"Artık kime ait olduğu belirsizleşmiş olan ses sustu.
Tüm söylenen sözler geri gelmeyenlerin alemine karışarak yok oldu.
Berzahtakiler için hatırlanması güç bir rüyadan ibaret olan gerçeklik,meçhul yaratıcının zihninde acının ve kaderin ipliğiyle örülmeye devam ediyordu." diye sona eren okunası bir kitap olmuş.
Bazı kitaplar vardır, onları okumuş olanlarla konuşmak için can atarsınız.Bu kitap benim için o sınıfa dahil oldu.Almodovar'ın Konuş Onunla filmine atıfta bulunacağınız,Cem'in ruh durumunu sorgulayacağınız,Aslı'nın yazdığı onlarca soruya birlikte cavap arayacağınız ,sen olsaydın ne yapardın diye soracağınız biri lazım bu kitabı okuduktan sonra...Var mı öyle birisi:)???
***Hey,benim referansıma güvenmeyen okuyucu... Sana kitap hakkında en afillisinden bir yazıda şurada mevcut.Yetmediyse şuna ve buna bakın derim.***
***Ölüm bir süreçtir,bizi tanıyan son kişi öldüğünde tamamlanacak bir süreç..(syf. 36)
***Başlangıçta uyku vardı. Uyku ölümün kız kardeşidir.Bu söz,ölümün bir son olmadığını,tıpkı rüyalarımızda yaşamaya devam ettiğimiz gibi,öldükten sonrada başka bir boyutta var olmayı sürdüreceğimizi ifade etmek için söylenir.Oysa uykunun ölümcül kaçınılmazlığının da altını çizer.(syf.41)
***Ama babasının o zamanlar annesine ve de kendisine şiddet uyguladığından söz etmişti.Çok sık olmamakla beraber...Şu işe bak,ben de "şiddet uygulamak" diyorum.Ne fena alıştırdık ağzımızı:Dövüyordu demeye utanıyoruz ve bu sayede döven kişiyi de bir uzmana dönüştürüyoruz."Şiddet uygulamak..."( syf. 94)
***Benim hayatımda aşk hiç olmadı.Olamazdı da.Babamın aşk için bizi terk ettiği gün nefret ettim bu dünyanın en bencil duygusundan.Aşk başkalarına hayat hakkı tanımayan bir bencilliğin adıdır. (syf.120)
***Gerçi duyguların şiddeti artınca hepsinin aynı etiye sahip olduğu da psikofizik deneyleriyle ispat edilmiştir.Çok sıcak ve çok soğuk suya ellerini dokunduran deneklerin soğuk suyun da sıcak kadar yaktığını rapor ettikleri gözlenmiştir.Duyguların diyalektik doğasından hebersiz prefeminist zavallı okur için herşey ne kadar da basitti.Soğuk soğuktur ve sıcak da sıcak... (syf.151)
10 yorum:
Serap bence senden iyi referans olmaz. Dışarı çıkınca ilk iş bu kitabı almak. Sevgiler sana
serapcım bu ne güzel duygu yüklü bir kitapmış...Duyguların içinde kayboldum adeta....
Anlatımınada hayranım,insanın içinden hemen alıp okuma hissi veriyorsun...
benim boyle bir arkadasim var, biliyor musun? sadece bir roman kahramani degil yani cem. var boyle insanlar...
kayinvaldesinin evini bir yogun bakim unitesine ceviren (iki tane cocuklari var cunku bu surecten etkilenmemesi gereken), gulumsemesini yuzunden silmeden, iki cocugunu buyuten ve 10 yildir bir garip kosturmaca icinde kocasindan gelecek bir yasam belirtisine takili kalan bir arkadasim var benim. film gibi, roman gibi hayatlar var yani...bu romanlar bosuna yazilmiyor, bu filmler bosuna cevrilmiyor...
Belli ki hariak bir roman. Listeye alındı, en kısa zamnda okunacaktır. Teşekkürler Serap.
Beni de çok etkiledi kitap.Bende mutlaka okumalıyım.Çok güzel anlatmışsın serapçığım sende.İlk fırsatta okuma hissi uyandı bende.sevgilerimi gönderiyorum.
Serap teşekkürler bu kadarmı güzel anlatılır bir kitabın içeriği...sayende kitapları daha farklı tanıyoruz:)
Lale ablacım;
Sevgiler benden sana...Yaza bekliyorum:)
Elif'im;
Saol canım,yakında seninkide gelir.Belki sendenden dinleriz kitabın hissettirdiklerini...
Şule;
Bu tarz hastalara karşı benimde hem mesleki hemde şahsi bir zaaafım vardır.Buna benzer hikayeler olduğuna bizzat bende şahit oldum.Gerçekten her açıdan zor bir durum.Bu durmda olanlara Allah sabır versin diyorum.
Kitap kurdu,Mehtap,Prima Rima;
Yazdıklarınızdan Murat Gülsoy'un kitabını istediğim ve hakettiği gibi anlatabildiğimi anladım. Umarım okuyunca sizde benim kadar seversiniz.
Serap ne güzel anlatmışsın...
Okumak için çok büyük bir istek duydum,konusu da oldukça ilginç...Tavsiyen için teşekkürler...
Yorum Gönder