15 Ekim 2008 Çarşamba

GELDİM

Uykum var,hemde çok...Havada nasıl uykuya teşvik edici bir halde,kapalı ama arada güneşler sızıyor yeryüzüne,rüzgarlı ama ılık birşey teninize değip geçiyor.Pazar gününden beri minik kuzu hasta.Sanırım okul enfeksiyonlarından bu sene çekeceğimiz var.Geceleri sürekli ağlıyor,aslında tam ağlamada değil,sızlanıyor demek daha doğru olur aslında.Adı her neyse benim yüreğimi sıkıp sıkıp durdu kaç gecedir.Sürekli zıplayıp atlayan,birşeyler yapma telaşı içinde olan bir çocuğun koltuğa öylece serilip kıpırdamadan çizgi film seyretmesi ve arada ben iyiyim dercesine yüzüme bakması hüzünlendiriyor beni.Hastalık hallerine rağmen doğumgünü hazırlıklarından vazgeçemedi bir türlü.Pazar günü Eylül Ilgın'ın doğumgünü ve aylar öncesinden planladığı ve istediği şeyleri bir bir yapıyoruz.Elbisesini hazırladı,pastasının siparişini verdik,arkadaşlarına hediyeler seçtik,süslemeleri alıp bir kenara koyduk,yanında olmalarını istediği kişilere haber verdik.Nerdeyse herşerşey hazır... Hastalığımızda dün gece itibariyle oldukça zayıfladı.Aslında doğum gününden bir gün önce, birde düğün telaşımız var,onun içinde ayrıca hazırlandı.Ve asıl önemlisi ben hala hediye konusunda karar veremedim.Elimi çabuk tutmam lazım.



Bu aralar herşeyde bir durgunluk var,sonbahar kendini iyice hissettirmeye başladığı için olsa gerek.Bende bu sakinliğe ayak uydurmaya çalışıyorum.Kitabımı okuyup,kızımla ilgilenip,saf saf pencerelerden bakıyorum.Her zamanki ki yapılması gereken bir sürü iş var ama en azından biraz daha beklesinler diyorum.Onun yerine sadece kendimi mutlu eeceğim şeylerin hayalini kuruyorum.Mesela canım puzzle yapmak istiyor.Elime şişlerimi alıp örgü örmek,ekmek yapmayı öğrenmek, biraz daha hızlı kitap okumak,Eylül Ilgın'a yeni kitaplar sipariş ,kendime ve kuzuma satranç oynamayı öğretmek istiyorum.Azcıkda güzel bir dizi bulup kafayı sarmak,biraz televizyon seyretmek istiyorum.

Hala okumamı bir plana yerleştiremedim,gerçi yerleştirmeme gerekte var mı bilmiyorum ama bazen huzursuz oluyorum."Beyaz Kale" konu itibariyle hoşuma giden ama anlatımındaki adlandıramadığım birşey yüzünden beni rahatsız eden bir kitap oldu.Kitabı bitirdikten sonra rastlantı sonucu öğrendiğim çalıntı hikayeside büsbütün canımı sıktı."Aşk ve Diğer Cinler" romanın sonu hariç çok hoştu."Beni Asla Bırakma" tek kelime ile sarsıcı bir kitaptı.Belki mesleğimin verdiği bilgiye dayanarak daha ilk sayfalardan konunun ana eksenini anladım ama son sayfaya kadar evet kesinlikle ertelenmeli diye kendi kendimi yedim.Kesinlikle irdelenmesi gereken bir konu...Puslu Kıtalar Atlası için tam benlik ve yok böyle bişey diyorum başka bişey demiyorum.Kadından Kentler'i beğendiğim ve beğenmediğim hikayeleriyle Esenler Otogarına her gidişimde hatırlayacağımı biliyorum.Hepsini uzun uzun anlatmak için çok yakında zamanım olacağını ümit ediyorum:)

Nedense çok istediğim şeyleri kendimden uzaklaştırmak gibi bir güce sahip olduğuma inanacağım yakında.İnternetten deliler gibi "İhtiyar Delikanlı"yı aradım uzun bir süre,sonra ansızın elime geçti ve ben 2 haftadır izlememek için resmen direniyorum."Ağlayan Dağ Susan Nehir"i Ordu'da bulamadım diye veryansın edip İstanbul'dan ilk iş olarak almıştım,ama okumamak için rafın en üstüne koydum.Kızıma yapacağım tütü için istediğim ipliği bulamayınca anneme gönderttim,ip gelir gelmez nedense yapacak daha önemli işlerim çıktı.Aldığım ilk günden beri Şeker kız'ın emaline cevap yazmayı planlıyorum ama elim bir türlü gitmedi.Gıcık olmaya başladım kendime...

6 yorum:

neslihan erzincan özgür dedi ki...

Hoşgeldin!!!!!!sevgiler:-)))

ruhdagı dedi ki...

Hoş geldin.

İhtiyar delikanlıyı izlediğimde çok etkilenmiştim. Sarsıcı. Bakalım sen nasıl bulucaksın.

İstediklerinin hepsini yapmanı diliyorum :)

Eylül'ün hazırlıklarında kolaylıklar umarım doğum gününe kadar daha iyi olur.

Tütüden bende istiyorum :)

Sevgiler.

Unknown dedi ki...

uzun bir aradan sonra merhaba, hoş geldin...

evet, biraz tembellik ettiğin doğru. Maile cevap konusunda :-)

Kitap kapakları güzel bir fikir olmuş. Belki senden esinlenebilirim, esinlenebilir miyim? :-)

Okuma listende "İstanbullular" var demek. Okumadığım ama merak ettiğim bir kitap. Yorumunu bekliyorum.

Eylül'ün de doğumgününü kutlarım şimdiden. Benimki de hasta. Umarım çabuk atlatırlar.

sevgilerimle...

zero dedi ki...

Sevgili Serap, bu kendine gıcık olma haline son vereceğin ilk seçeneğin (tabi ki bana göre) İhtiyar Delikanlı'yı seyretmek olabilir bence. Ama eğer bütün hücrelerine kadar sarsılmaya hazır hissediyorsan kendini:) Prensese çok geçmiş olsun, şimdiden mutlu ve sağlıklı yaşlar diliyorum kendisine:)

ruhdagı dedi ki...

size bir ödülüm var :)

SERAP dedi ki...

Neslihan;
Teşekkür ederim,hoşbuldum:)

Ruhdağı;
Hala izleyemedim filmi,çok şey kaçırıyormuşum hissine kapılıyorum.
Bu arada tütüyü sana göremi yapıcaz yoksa kızına göremi???:)

Evvel Zaman İçinde;
Affımı diliyorum mail için.
Kitap kapaklarına her zaman ilgim olmmuştur,ama bu araştırma beni çok rahatlattı.Esinlenmek ne demek,tüm fikirler senin yoluna hazır efendim:)Elini çabuk tut,senin "araştırı-yorum" köşeni merakla bekliyorum.
Daha önce Buket Uzuner okumadıysan muhakkak bir kitabını oku.Ben çok severim kendilerini.

Zeren;
Hala sarsılmayı bekliyorum utanmaz bir miskinlikle...