Biraz işim olduğu için izinliydim dün.Öğlene doğru yağan yağmurun verdiği miskinlikle (pijamaları çıkarmaya bile üşenen bir haldeyken) tembel tembel otururken kapı vuruldu.Yan komşumuzun oğlu kızımla oynamaya geldi diye düşündüm.Kapıyı açmamla yan komşumun "Kızım öldü." feryatları yükseldi.Komşumun 20 aylık kızı Fatma Naz annesinin kollarında çenesi kilitlenmiş,gözleri kaymış pestil halinde duruyor.Naz'ı elime alır almaz ateşini farkettim.Yere yatırıp önce kilitlenmiş çenesi açmaya çalıştım.Böyle durumlarda çene kilitlenince dil arkaya doğru gider,soluk borusunu tıkayarak veya biriken tükürüğü akciğerlere kaçırarak ölüme sebep olabilir.Birbirine kenetlenmiş dişleri açmak için sakın parmağınızı kullanmayın,hem işe yaramaz hemde parmağınızdan olursunuz.Ev şartlarında en uygun şey sert bir kaşığın sapıdır.Bende hemen kaşık sapını kullanarak dişlerini birbirinden ayırdım,dilini öne doğru çekerek başını yana çevirdim ve ağzında biriken tükürükleri dışarı çıkardım.Eşime haber verirken çoçuğa bir battaniye alıp yola çıktım annesiyle.İlk gelen aracı durdurup durumu hızlıca izah ettim.Sağolsun böyle küçük yerlerin en büyük nimetlerinden biri bu herhalde.Hastane yolunda Naz bir kere daha nöbet geçirecekti ama bu sefer ben erken davranıp bayılmasına imkan vermedim. Hastaneye geldiğimizde çalıştığım sektörün kötü taraflarını bir kez daha gördüm ve kendimden utandım.Acilde alınan bir hemogram sonucu için 2 saat beklemem gerektiği söylendiğinde halimi görseydiniz emin olun benim sağlık çalışanı olduğuma inanamazdınız.Pijamalarla,ıslanmış bir haldeyim ve kucağımda ateşi 39.5 derece olan 1,5 yaşında bir çocuk...Bu kadar mı duyarsız olunur ya,bu kadar mı alışkanlık yaratır her şey?Tek avuntum onların içine girmeyen bir gruba mensup olmam ama bu beni bazen daha da derinden yaralıyor.Onların duyarsızlığına sinirlenip çingene damarımı saldım ortaya ve başladım ağzıma geleni saymaya.Velhasıl 10 dk sonra sonucu verdiler ama sağlık hakkınızı söke söke almanız gereken bir memlekettte yaşadığımızı bir kere daha anladım.Naz şimdi iyi ama 2 saatte bir kapısını çalıp ateşini kontrol ettirdiğim için annesi biraz yorgun.Bir kez daha acil durumlarda soğukkanlı olamanın faydasını gördüm sanırım.Benim yaptıklarımın sağlıkçı olmakla bir ilgisi yok aslında,eğer ebe olmasaydım yinede en azından çoçuğuma faydam dokunsun diye ilk yardım müdahalelerini öğrenirdim.Lütfen eğer imkanınız varsa bu konuya ilgi duyun,belki ilerde gerçekten yardımı olan birisine faydanız dokunur.
Olasılıksız'a başladım dün.Eğer bu salak antidepresanlar beni uyutmasaydı gece bayağı okuyacaktım,bugün olmasada yarın akşam biter diye düşünüyorum.O bitmesine bitecekte bu aralar nedense uzun uzun okuduklarımı anlatacak kadar vakit bulamıyorum ama bulmam gerekiyor çünkü buranın öncelikli amacı okuduklarımı kaydetmekti.Sanırım bu gecikmelerde yeni yeni heveslendiğim kurdela nakışınında faktörü var.Rengarenk kurdelalar içinde kendimi kaybediyorum ve ince işleri tahminimden daha çok vakit alıyor.İlk fırsatta onlarında resimleri ekleyeceğim buraya...
Ordu'da yine yağmur yağıyor,4-5 gün güneş yüzünü gösterdi ama arkasından gelen yağmur beni artık sinirlendirmeye başladı.Sadece yağmur yağsa sorun değil de birde soğuk var ya mahvetti beni..Fındık dalları şimdiden yerlere eğilmeye başladı,yağmur bereketiyle gelip çiftçinin yüzünü güldürüyor ama ben haziranda güneş görememenin hüznünü yaşıyorum.Yağmurdan dolayı iyice tembelleştim,kuzumun bloğuna geçen haftaki tiyatro festivalini yazmaya bile üşeniyorum.Neyse ben şimdi içerde sezsizce oyun oynayan(ya da bu şekilde beni kandıran) Eylül Ilgın'a ve Ata'ya bakmaya gidiyorum.Bu akşam erken uyumazsam kızımın bloğuna da tiyatro festivalini yazacağım,kendi kendime söz veriyorum.
11 Haziran 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
Geçmiş olsun ve tebrik ederim.. Otelde can sıkıntısından sürekli blogları dolaşıyorum...
Çiftçilerin yüzü sanırım gülmeyecek. 900,000ton fındık rekoltesi bekleniyor bu yıl.
Bir de. Birkaç haftaya geliyorum. Ben gelince kesin güneş açar, e yararlanırsınız siz Ordulular da :)
Çok geçmiş olsun, şimdi iyi olmasına sevindim. Senin soğukkanlı davranıyor olman hayatını kurtarmış.
Hastanelerde en sevmediğim şey senin de yazından belirttiğin durum. Senin için hayati olan bir durum oradaki personel için çok sıradan bir durum ve bunu her halleriyle belli edip insanların her an dengesini yitirebilecekleri bir ortamı daha da geriyorlar genellikle.
Biter biter, diğer romanları bilemiyorum ama Olasılıksız çabuk biter :))
Biz bu sıcaklardan yağmuru pek sık göremediğimiz için yağmur yağdığı zaman seviniyoruz epey :)
İlkyardım konusunda toplumun bilinçlenmesi şart ve gebelik süresince sağlık ocaklarında en azından bu bilginin annelere verilmesi gerekmekte bence. En azından bir ön bilgi olsa o bile bir şans yaratabilir.
Bende İstanbul depreminden sonra Büyükşehir belediyesinin verdiği ücretsiz kurslara katılıp sertifika almıştım. İlla başımıza bir musibet gelmesi şart galiba.
serapcım,
daha bu sabah adaşın olan bir arkadaşım kucuk kuzenının basına gelen havale geçirme olayını anlatmıştı:((
bir günde iki tane.Bu aralar ateşlede uğraşırken kulağa gerçekten korkutucu geliyor.Ama korkmak yeterli değil tabi geren soğukkanlılığı gösterip mudahele edebilmek gerek.Tebrik ederim seni herkes bu kadar soğukkanlı olamayabilirdi.
çok geçmiş olsun.
İzmirli;
Fındık o kadar fazla ki bencede fiyatı pek sevindirmeyecek ama nimet nimettir,karadenizliler azcık kafayı çalıştırsalar bu işten karlı çıkarlarda,işlerine gelmiyor.Gel valla,bu sabah en azından bulutlar aralanmaya başladı,sen gelene kadar açık havada yemek yenecek kadar iyi olur:)
Ümit;
İstanbul'da çalışırken aynı alışkanlık bende de olurdu ama bu hiçbir zaman ilgisizliğe dönüşmedi.Aksine bu alışkanlık bana soğukkanlılık sağladığı için hastalarla daha çok iletişim haline girebilirdim.Sağlıkta ve eğitimde bu tarz alışkanlıkları kabul etmiyorum ve her seferinde ortalığı birbirine katmaya devam ediyorum.Eski bir "Hasta Hakları Savunucusu" olarak bir kez daha lanet ettim sisteme..
Erfecim;
Bende hep aynısı derim.Koruyucu sağlık hizmetleri düzgün verilse hastaneye başvuran sayısı o kadar çok azalır ki.Bu konuda bilgi sahibi olmana çok sevindim.Arada tekrar etmeyi unutma,başımıza nerde ne gteleceği belli olmaz..
Tabiat Ana;
Çocukların hastalanmasından çok korkarım aslında belkide sonucunda olacak kötü şeyleri bildiğim için soğukkanlı olabiliyorum.Böyle zamanlarda hasta dışındai herşeyi unuturum ben.Bu aralar ateş çok fazla .Aman dikkat...
Çok geçmiş olsun.Soğukkalnlı kalabilmen süper gerçekten.Çocuğun hayatını kurtarmışsın.
Olasılıksız çok hoş ama ağır bir kitap.Özet olarak anlatmak bile zor olabilir bence.Sakin,uzun zamanların kitabı.Aynı yazarım empatisini de şiddetle tavsiye ediyorum.
Sevgiler...
Öykücü;bu huyumu bend eçok seviyorum ,genelde her yerde işe yarıyor.Kitabı bitirdim ama benim açımdan beklentilerimi karşılamadı diyebilirim.Bir deneyeceğim kısaca anlatmayı.Sende yorumunla destek verirsin:)
Yorum Gönder