1 Kasım 2008 Cumartesi

İHANET (Lyndsey Harris)

Elif'in kitaplığından seçilmiş bir kitap daha...İlk önce ihanet adını duyunca sıradan bir roman zannettim ama "Bir Anne...Bir Kız....Parçalanan Bir Aile...."altbaşlığı beni kitabı okumaya sevketti.Lyndsey Harris aslında bir takma isim çünkü kitap bir roman değil anı kitabı.Olayın ana kahramanlarından biri olan küçük kızın özel hayatını güvence altına almak için tüm isimler değiştirilmiş.


Lyndsey Mike'la evlenip düşlediği sakin bir yaşama kavuşur.İşyerinde Tanya ile tanışır ve dostlukları inanılmaz bir hızla ilerler. Lyndsey ve Tanya'nın birbirlerine yakın zamanlarda erkek çoçukları olur.Bu arkadaşlıklarını dahada özel bir hale getirir.İkisininde kız olan 2. çoçuklarından sonra birbirlerinin hem sırdaşı hemde en büyük desteği olurlar.Bu arada Tanya'nın oğlu oldukça asabi bir çoçuk haline gelir,ailesine ve kendine zarar vermeye başlar.Tanya oğluyla başedebilmek için sık sık Lyndsey'in yardımını ister.Uzun bir uğraştan sonra David uslanır ama bu seferde Tanya'nın pısırık kocası ile ilgili sorunları başlar.Lyndsey Tanya'yı çok sevmesine rağmen artık sorunlarından sıkılmıştır,birde üstüne Tanya'nın geçmişiyle ilgili olarak anlatmaya başladığı taciz olayları eklenince huzursuzluğu daha da artmıştır.Tamda bu sıralarda işe tekrar başlayan Lyndsey 'in 6 yaşındaki kızı değişik davranışlar sergilemeye başlar.Önce evdeki herşeyi kesmeye kalkışır,annesinin kullandığı ilaçları başkalarının çantalarına koyar,hırsızlık yapmaya başlar.Ustaca ve gizlice yapılan bu eylemleri küçük kız kabullenir ama nedenleri hakkında tek söylediği şey "Bilmiyorum."dur.Sürekli Tanya'ya ya yardım etmeye alışmış olan Lyndsey ,bu olaylar sırasında ondan çok destek görür.Yaşanan olayların dozunun artması ile bir ailenin hayatı mahvolmaya,6 yaşındaki küçücük bir kız psikopot olarak anılmaya,anneside ilgi manyağı olmak için kızını kullanmakla suçlanmaya başlar.

Bir annenin evlat sevgisi,ona inanması,yeri geldiğinde çıldırması adım adım izleniyor bu kitapta.Benim en çok imrendiğim şey annenin sabrı oldu.Kitaptaki gibi olaylarla karşılaşıp Lyndsey kadar sabırlı olmak her babayiğidin harcı değildir bence.Özelliklede yükselen anne olma yaşıyla birlikte sabırlı olma kapasitesinin ters orantılı olduğunu kabul edersek olayı anlatan annenin çoçuğuna gösterdiği sabrı herkes takdir edecektir.Kitapta üstüne sürekli vurgu yapılan birşey var:Yetişkin gözlemlerimizin bazen herşeyin saf ve basit halini kavramaya yetmediği. Kitabın sonlarına doğru Lyndsey'in oğlu Lıke bir düşüncesini annesiyle paylaşıyor ve aldığı cevap karşısında "Kimse çocukları dinlemiyor." diye mırıldanıyor.(syf.208)Kendi yaşantımıza da baktığımızda aynı şeyle çok sık karşılaşmıyor musunuz?Bizim deneyimler,teknoloji,inançlar ve yardılarla körleşmiş benliğimiz, çoçukların saf iyilik dolu kalbinden daha fazla şey bilmiyor.Onlar herşeyi daha net görebiliyor.Diğer önemli bir konuda kim olursak olalım,başka yetişkinlerin düşüncelerine verdiğimiz önemin bazen kalbimizinve mantığımızın sesinden daha öne geçmesi...Şahsen ben kitaptaki kadar zor bir durumla kalsam ne yapardım bilmiyorum ama bu kitabı okuduktan sonra kızımın görüşlerine ve söylediklerine daha da fazla önem vereceğim bir gerçek.

Çevirisinde yada yazımında birkaç hata olsada konunun hızından ve duygusal boyutundan dolayı arada kaynayıp gidiyor.Anı kitabı olarak yazıldığından edebi değeri yüksek bir yapıt olmamakla birlikte,her ebeveynin bu değişik ihanete şahit olması açısından okunulması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.Bir çok konudaki inancınızı ve davranışınızı sorgulamaya yönlendireceğine eminim.


Everest Yayınları/260 sayfa
1. basım:Ağustos 2007
İngilizceden çeviren:Asude Savan

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Serapcim ilginc bir kitaba benziyor, listemne aldım. Teşekkürler.

SERAP dedi ki...

Gerçekten ilginç ve samimi bir kitap.Umarım beğenerek okursun.