24 Haziran 2008 Salı

MUTLU ÖLÜM (Albert Camus)

İlk defa okuduğum yazarlarda,doğru kitabından başlamak benim için büyük sorun. Sanırım Albert Camus 'ta bu yanılgıya düştüm.Kitap,uzun bir süredir elimdeydi.Neden bu kadar aralıklı oalrak okuduğumu bende anlamadım.Bir yerinde eksik bir şeyler varmış ve ben bu eksikliklere takılıyormuşum hissini yaşadım.Kütüphanede diğer kitaplarının olmaması biraz garip,belki başkaları almıştır diyeceğim ama kütüphanenin yolunu bilen birkaç ordulunun hepsinin canı Camus okumak istememiştir herhalde.Kütüphanede bilgisayar sistemi olmadığından bu soruma hemen cevap verebilmek ne yazık ki mümkün olmadı.

Yazılışı çok öncelere (1930'lara) dayanmasına rağmen yazarın ölümünden çok sonra yayınlanmış bir kitap Mutlu Ölüm...Hatta Yabancı'nın ön provası olduğuda söyleniyor.Romanın başında oldukça bilgilendirici bir Önsöz var.Romanın ne anlatmak istediğine (önsözün cümlesiyle ) çok net bir şekilde değinilmiş:

"Romanın bu hızlı akışı ana izleği gözler önüne serer:Nasıl mutlu ölünür?Yani bizzat ölümün bile mutlu olacağı ölçüde nasıl yaşanır?İyi yaşama ve iyi ölmenin birinci kesimi,para,zaman ve duygusal egemenlik olmadığı için,tersidir;ikincisiyse,parasal bağımsızlık,zamanı istediğin gibi düzenleme ve kalbin dinginliği sayesinde yüzüdür."

Roman 2 bölümden oluşuyor.Birincisi "Doğal Ölüm" adını taşıyor. Patrice Mersault sıkıcı ve basit hayatına rağmen yaşamaya devam eden ve fazlası için çabalamayan bir adamdır. Önceleri sevincinin şimdiyse öfkesisinin sebebi olan kadın Marthe,Mersault'u Zagreus adında zengin fakat belden aşağısı olmayab bir adamla tanıştırır.Bir süre sonra Mersault Zagreus'u öldürmeye karar verir ve bir akşam evine giderek Zagreus, Baltasar Gracian'ın "Saray Adamı" kitabını okurken onu öldürür.
2.bölüm olan "Bilinçli Ölüm" de ise Mersault kendini ve mutluluğunu bulmak için yolculuklara çıkmaya başlar.Bu yolculuklarda ve aralaradaki konaklamalarda kendini daha iyi gözlemler ve hayata dair yeni şeyler keşfettiğini farkeder.Yolculuğu Cezayir'e kadar uzanır.Cezayir'de "Dünyanın karşısındaki ev" adını verdikleri bir yerde yaşayan ve çocuklarım dediği gençlerin evine gider.Orada da bir süre kaldıktan sonra Zagreus'tan aldığı paralarla kendine yerleşik bir hayat kuramaya çalışır.Hoşuna giden bir kadınla evlenir,sakin hayatına para efekti katılmış olarak devam eder.Bir kaç sene devam ettiği bu rahat hayat ansızın üşütüp,hastalanmasıyla sekteye uğrar.Ölümü bile son noktasında olduğunu düşündüğü mutlulukla birlikte karşılar ve ölür.
Konu ilk okuduğumda da hoşuma gitmişti ama biçim olarak bana biraz ağır geldi.Dili desem dili değil,anlatımı desem o da değil,felsefeci bir yazardan kaynaklanan kapalılıklar desem o da değil...Romanın sayfalarının üstünde ağır bir sis vardı ve ben bu sisin ne sebebini anlayabildim ne de o sisi dağıtabildim.Romandaki kadın karakterlerdeki belirsizliklerde biraz hayal kırıklığı yaratmış olabilir bende.Biraz da çevirinin payı olabilir bu sıkıcılıkta.Kitapta -handiyse- gibi anlamakta zorluk çektiğim kelimelerle karşılaşınca okumam da bölündü sık sık.Camus'u bir daha okumamı engeleyecek kadar kötü değildi ama keşke başka kitabından başlasaydım dedirtecek kadar boğucuydu.Yazın bu sıcağında okunacak bir kitap olmadığı da kesin.
Son zamanlarda kitapların kapak resimlerine takmış durumdayım.Bu kitabın da kapak resmi ilk iki basımdan sonra değişmiş ve ben nedense yine ilk resmi (yani aşağıdakini) kitaba daha uygun buldum.Aslında bu resimlerle veya kitabın basılışıyla ilgili küçük notlar koysalar kitaplara ne kadar hoş olurdu değil mi?

Zengin olmak hak edildiğinde, mutlu olmak için zamana sahip olmaktır

DOĞAL ÖLÜM'DEN:
***Özgürlük ve bağımsızlık kaygısı,ancak hala umutla yaşayan bir varlıkta duyulur(syf.42)

***Yoksulsunuz ,Mersault.Bıkkınlığınızın yarısı buna dayanıyor.Öteki yarısıysa yoksulluğu saçma bir biçimde kabul etmenize(syf.51)
***Yaşamın hangi aşamasına kadar varırdım iyi biliyorum.Yaşamımı bir deney haline getirmezdim.Kendim ,yaşamımın deneyi olurdum...(syf.55)

***Yalnız zaman gerekiyor mutlu olmak için.Çok zaman .Mutluluk da uzun bir sabırdır zaten.Ve çoğu kez, para aracılığıyla zaman kazanmak gerekirken,yaşamımızı para kazanarak tüketiyoruz.(syf.57)

***Yakışıklı değildi kuşkusuz.Ama güzellik salatayla yenmezdi.Üstelik adam öyle iyi biriydi ki.O ona ,o da ona değer veriyordu.Bunun dışında birşey midir,aşk?(syf.63)

***Marthe, Mersault görmeye geldi iç çerek."Öyle bir gün geliyor ki,insan olması gerektiği yerde olmak istiyor.Ama kimi kez yaşamak için,intihar etmekten daha çok cesaret gerekiyor" dedi.Bir hafta sonra Mersault Marsilya'ya gitmek için gemiye biniyordu.


BİLİNÇLİ ÖLÜM'DEN:

***Gömleğinin altından kaburgalarını kaşırken bir kez aha odasına baktı.Böylesi bir yüzüstü bırakılmışlık ve yalnızlık karşısında,ağzına korkunç bir talılık doluyordu.kendini her şeyden,kendi ateşinden bile bunca uzakta hissedip en iyi hazırlanılmış yaşamların temelinde saçmanın,bayağının bulunduğunu açık seçik biçimde hissedince,gözlerinin önünde bu odada kuşku ve belirsizlikten dağan garip bir özgürlüğün utangaç,gizli yüzü yükseliyordu.Çevresinde gevşek ,yumuşak saatler ve bütünüyle zaman,çamur gibi çalkalanıyordu.(syf.71)

***Kendine dek yükselen su ve yaprak kokusunun önünde,boğazı sıkılmış gibi durarak,akmayan gözyaşlarını düşünüyordu.Bir dost yada açılmış kollar yeterliydi.AMA GÖZYAŞLARI,ONUN İÇİNE DALMIŞ OLDUĞU SEVGİSİZ DÜNYANIN SINIRINDA DURUYORDU.(SYF.78)

***Yaşamını bir arpa şekeri gibi yalamak ,biçimlendirmek,keskinleştirmek ve sonunda onu sevmek.Bütün tutkusu buydu.Bundan böyle çabası,kendi üstündeki bu varlığa şimdi katlanmanın ne denli güç olduğunu bildiği bir yalnızlık pahasına da olsa,yaşamın bütün görünüşleri karşısında korumaktı.İhanet etmeyecekti.(syf.90)

***O sırada Mersault,Viyanadan bu yana bir kez olsun Zagreus'u kendi elleriyle öldürdüğü bir adam olarak düşünmediğini farketti.Kendisinde,yalnızca çocuklarda,dahilerde ve masumlarda bulunan , o unutma yetisinin olduğunu anladı.Masum ve sevinçle altüst olmuş durumda, mutluluk için yaratılmış olduğunu anladı sonunda.(syf.91)

***Hiçbir zaman vazgeçme,Catherine.İçinde öyle çok şeye sahipsin ki,hepsinden soylusu da,mutluluk duygusu taşıyorsun.Yalnızca bir erkeğin yaşamını bekleme.Onca kadın bunun için yanılıyor.Sen yaşamı bizzat kendinde ara.(syf.111)

***Yaşayacağı yer burasıydı.Kuşkusuz bu yerlerin güzelliği yüreğini etkiliyordu.Zaten bu çevre için satın almıştı bu evi.Ama burada bulacağını bildiği dinginlik ürkütüyordu onu şimdi.Ve onca bilinçle ardından koştuğu yalnızlık,çevresinde oluşunca,kaygı verici geliyordu şimdi ona.(syf.113)

***Nasıl ki denizde kolların ve suyun insanı kaldırıp taşıyan uyumuyla yol alınıyorsa;tertemiz ve bilinçli kalmak için,bir ağacın gövdesine elle dokunmak,kumsal üzerinde koşmak gibi birkaç zorunlu davranış yetiyordu ona.Böylece duru bir yaşama ulaşıyor,yalnızca en basit ya da en zeki hayvanlar verilen cenneti ele geçiriyordu.Düşüncenin düşünceyi yadsıdığı bu noktada,kendi gerçekliğine,onunla da en uç görkemliliğine ve en uç aşkına varıyordu.(syf.123)

***Seçmek gerektiğine,istenilenin yapılması gerektiğine ve mutluluğun koşularının bulunduğuna inanmak ,yanılgıdır küçük Catherine.Önemli olan yalnızca,anlıyorsun ya mutluluk isteğidir, sürekli varolan koca bir bilinç.(syf.128)

Fransızca aslından çeviren:Ramis Dara
can yayınları/147 sayfa
ilk basım 1991/3. basım 1999

2 yorum:

Requiem for a dream... dedi ki...

Emrah la benim favorilerimiz, Veba, Yabancı ve Sisiphos Söyleni...
Veba da insanın ölümü unutup koşturmacaya kendini kaptırışını öyle bir öykülüyor ki...

SERAP dedi ki...

Benimde ilk okumak istediğim kitap Yabancı'ydı.Auster için yaptığın benzetmeyle İlk fırsatta okunacaklardan biri oldu Camus..