6 Nisan 2008 Pazar

BELKİ DEFNE (Nihal Yeğinobalı)

Sınav bittiğine göre okuduklarımı yazmanın vakti geldi demektir.Okuduğum sıraya göre anlatma zorunluğum olmadığına göre önce "Belki Defne" ile başlamak istiyorum.

23 ocak 2001 tarihli ölüm ilanıyla başlıyor kitap ve 30 yıl öncesine uzanıp hayatının en heyecanlı,en karmaşık dönemini anlatmaya başlıyor yazar-anlatıcı. DEFNE,boşanma sürecindeki bir kadındır.Öyküler yazmakta ve yıkılan dünyasının hayallerine batan parçalarını çıkarmaya çalışmaktadır. BERİL,çekiciliğini saklamayan,kendi kurallarına göre yaşayan, feleğin çemberinden geçmiş, kültürlü ve üst tabakadan bir kadındır.Annesinin yazar ,babasının şair olmasının yaşamına etkileri her fırsatta görülmektedir. SAHİR,öncelikle Beril'in sevgili kocasıdır.Sıcak ve yakın duruşların,samimi duyguların ve Defne'nin çözemediği bir sırrın adamıdır.Şarkı sözleriyle konuşan bu koca adam aynı zamanda Defne'nin platonik aşkıdır.
Eşi tarafından aldatılan ve zorlu boşanma sürecini ruhsal yara almadan atlatmaya çalışna Defne'nin Beril'le rastlantısal bir şekilde başlayan macerasının 70'li yıllarda yaşandığı izlenimini kafama yerleştirmekte hayli zorlandım.Cep telefonu yerine kullanılan telgraf imgeside olmasa olayların (kadın-erkek ilişkileri bakımından) günümüz şartlarında yaşandığına yemin edebilirim:)Neyse efendim.Defne'nin Beril'le başlayan arkadaşlığı Sahir'in de katılımıyla platonik ve 3'lü bir tutku çıkmazına girer.Araya Beril'in abisi Fikret'in de girmesiyle aklı iyice karışan Defne,kendini akıntıya bırakıverir bu ilişkiler nehrinde.
Yaşamını M.Ö(Meto öncesi ) ve M.S(Meto sonrası) olarak sınıflandıran başkahramanımız yaşadığı ilişkileri,çevresindeki insanları,bir zamanlar kocasına olan sevgisini, eksikliklerini,kendine güvenini yerine getiren ayrıntıları,velhasıl kendisini sorgulamaktan geri kalmaz.Hayatında sorgulamadığı sadece 2 şey vardır:Köpeği Çufi ve kedisi Omlet.

Arkadaşlık sınırları üzerine ince saptamaların yapıldığı,söylenmemiş ve duyulmamış sözlerin etkisininden kurtulamayan ruhların fırdöndüğü hoş bir kitap.Kadın-erkek ilişkilerinde karar ver(eme)menin,seçim yapabilmenin,hayal edebilmenin ve hepsinin üstünde dürüst olabilmenin zorluğunu anlatan bu romanı kendi beğeni kriterlerime göre ortalara bir yere koydum.
Konusu itiberiyle Duygu Asena'yı hatırlatan,anlatımı ve kullanılan dili yetkin bir doyum yaratan kitabın sonlarında aklıma okuduğum Piraye geldi.Konu itibariyle benzer olmalarına rağmen yazım şekli itibariyle taban tabana zıtlar.Galiba Belki Defne'nin en büyük avantajı , yazarının güçlü bir çevirmen olması.Kitabı okumamdaki en büyük faktörlerden biri olan kapağı ile ilgili düşüncelerimi ise kendime saklıyorum.Kitabı okuduktan sonra yazarın diğer kitapları için sabırsızlanmadım ama okurken harcadığım zamana da üzülmedim.

Yazarın erkekleri kitaplara benzettiği şu satırları da paylaşmadan geçemedim.Ben okurken bayağı gülümsedim:

"Ama Meto okunup bitirilmiş bir kitaptı artık,Sahir okunması yasaklanmış bir kitap.Şimdi yapmam gereken şey,diye Defne hafifçe gülümseyerek düşündü,kitaplığımı bir düzene sokmak oluyor besbelli.Sonrada henüz okumadığım,okunalası bir kitap bulmayı ummak bir yerlerde;şu bilincimin altlarıyla üstleri kafamı temelli bulandırmadan..."

Belki Defne/Doğan Kitap
300 sayfa/ 1. Basım 2005 Şubat
2. basım 2005 Mart


***Cumhuriyet Kitap'ın son sayısının arka kapağında Belki Defne'nin Can yayınlarından çıkan son basımının kapağını gördüm.İlk gördüğüm kapak yandaki olsaydı kitabı okumaya bu kadar can atar mıydım bilemiyorum.

0 yorum: