29 Şubat 2008 Cuma

IŞIKLAR SÖNÜNCE / Agatha Christie


Evvel zaman içinde'nin bana bulaştırdığı Agatha Christie hastalığı geçmek bilmiyor.Hele kütüphanede bir sıra boyunca yazarın kitaplarını görünce hevesim iyice arttı.Bir önceki tiyatro eserinden sonra birde öykülerinin tadına bakmak istedim.Ölümünden 20 küsür yıl sonra bulunduğu söylenen hikayelerin sayısı, kitabın arkasında ve tanıtımlarında belirtildiği gibi 7 değil 9.Neden bu hatayı düzeltme zahmetine girilmemiş bir türlü anlamadım.Kitabın içinde ;
*Düşteki Ev
*Aktris
*Uçurum
*Noel Macerası
*Yalnız Tanrı
*Manx Altınları
*Duvarın Gizlediği
*Bağdat Sandığı Esrarı
*Işıklar Sönünce isimli hikayeler var.Kimisi insan psikolojisi,kimisi doğaüstü güçler,kimisi de polisiye tarzda yazılmış.Öyküye pek yakışan bir tarz olmadığını düşündüğüm polisiyeyi kısacık sayfalara sığdırabilmek gerçekten ustalık gerektiren bir iş olsa gerek.10 sayfalık bir hikayede olayı geliştirip ,okuru heyecanlandırıp,sonuca ulaşmak ve bunu yaparken oalay örgüsünde açık bırakmamak Agatha Christie'nin zekasının sağlam bir kanıtı bence.Ben en çok Hercule Poirot 'un içinde bulunduğu Noel Macerası ve Bağdat Sandığı Esrarı adlı hikayeleri sevdim.Aktris ve Uçurum'un da finallerine bayıldım. Belki uzun bir polisiye gibi zevk vermeyebilir ama sevilen bir yazarın alışılmış tarzının dışında nasıl ürünler verdiğini görmek açısından ilginç bir deneyim olacaktır.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

:-) Agatha Christie sevgisi sana da geçti desene. Ben bu kitabını okumadım ama evet, dediğin gibi polisiye hikaye yazmak zor olsa gerek. Kısa sayfalara karakterler,serim,düğüm,çözüm yerleştirmek zor olmalı. Agatha C. yazdıysa kısa polisiye hikayeler de güzeldir. Türk polisiyesini de değerlendirmeye almalısın. Güzel kitaplar var çünkü.
sevgiler...